30 Mart 2016 Çarşamba

Onechanbara Z2: Chaos

Onechanbara Z2: Chaos



Onechanbara Z2: Chaos uzun soluklu OneeChanbara serisinin son oyunu, ve bir çok yönden en iyisi. Ama öncelikle serinin genelini kısaca özetleyeyim. Öncelikle uyarmış olayım, yazı başından sonuna kadar spoiler dolu, gerçi çok önemli olacağını sanmıyorum ama yine de haberiniz olsun.


OneeChanbara, Tamsoft isimli Japon yapımcı firmanın Simple 2000 serisi adı aldında çıkardığı oyunlardan sadece birisi. Simple serisi düşük bütçeli, çerezlik oyunlardan oluşuyor, ama serideki bazı oyunlar diğerleri arasından sıyrılıp epey başarılı olabilmiş ve hem firma devam oyunları yapmış hem de çeşitli modlarla oyunlar benzer konseptteki serilerle süslenip kaliteli hayran çalışmaları olarak oyun sektöründe yer etmiş. Bunlardan en önemlileri Earth Defense Force ve OneeChanbara serisi. Earth Defense Force başka bir yazının konusu, onu geçiyorum. OneeChanbara ilk olarak 2004 yılında çıkıyor ve günümüzde her alanda afedersiniz boku çıkarılan zombi temalı yapımların kuşkusuz en iyi örneklerinden biri oluyor. Tabi bunda oyundaki kızların gardroplarının bikinilerden başka bir şey içermemesi de epey etkili olmuştur diye tahmin ediyorum.



OneeChanbara tutulduktan sonra, devam oyunları, diğer konsollara portlar falan derken seri epey büyüyor. Genelde aynı karakterleri içerse de seriye eklenen yeni karakterlerle oyun çeşitlendirilmeye çalışılmış. OneeChanbara pek alışık olduğumuz bir kelime değil, ama aslında bilindik iki kelimenin birleşiminden oluşuyor. "Onee" animelerden bizdiğimiz üzere abla, büyük kızkardeş demek. "Chanbara" ise kılıç dövüşü gibi bir kelime. Oyunda yaptığımız da bu, başrolde abla konumunda olan bir ablamız var, ellerinde samuray kılıçları ve kurdela ve kovboy şapkasıyla süslenen seksi bikinisi ve parçalara ayrılmayı bekleyen tonlarca zombi. OneeChanbara serisi bundan ibaret.



Serinin şu ana kadar çıkarılmış olan bütün oyunlarının isimlerine baktığımızda neden bahsediyor olduğumu çok daha iyi anlayacaksınız.

İlk oyun; Simple 2000 Series Vol. 61: The OneeChanbara
Batıda çıktığı ismiyle Zombie Zone

İkinci oyun; Simple 2000 Series Vol. 80: The OneeChanpurū ~ The Onechan Special Chapter ~
Batıda ise Zombie Hunters (aka Zombie Zone: Other Side)

Üçüncü oyun; Simple 2000 Series Vol. 90: The OneeChanbara 2
Maalesef batıya çıkmamış.

Dördüncü oyun; Simple 2000 Series Vol. 101: The OneeChampon ~ The Onechan 2 Special Chapter ~
Batıda Zombie Hunters 2

Beşinci oyun; OneeChanbara VorteX ~ Imichi o tsugu mono tachi ~ (Daha önceki oyunlar hep PS2'ye çıkmış olmasına rağmen bu oyun Xbox 360'a çıkarak serinin ne kadar büyük bir atılım yaptığını gösteriyor.)
Batıda ise dikkatinizi çekerim isme gelin lütfen; Onechanbara: Bikini Samurai Squad (İsim her şeyi ele veriyor. Ergen bir gencin dikkatini çekebilecek her şeye sahip.)

Altıncı oyun; The OneeChanbara Mobile (Sadece Japonya'da olmak üzere cep telefonlarına bile çıkmış, bunu saymasak da olurmuş aslında.)

Yedinci oyun; OneeChanbara Revolution (Böyle devrime can kurban. Ayrıca oyun bu sefer Wii platformunda.)
Batıda ise OneChanbara: Bikini Zombie Slayers adıyla yer almış ki bu çok can alıcı bir isim.

Sekizinci oyun; OneeChanbara Special (Bu oyun sadece el konsolu olan PSP'ye çıkmış ve yine sadece Japonya'da.)

Dokuzuncu oyun (yoruldum valla); OneeChanbara Z ~ Kagura ~ (Yine Xbox 360'dan devam etmişler, seriyinin bütün oyunlarını oynayabilmek için her konsoldan bir tane almak gerek, her yeni çıkan oyun farklı bir konsola çıkmış sanki. Ve burada Kagura ismine dikkat çekmek istiyorum, bu oyuna kadar Aya serinin başrolü iken yapımcılar değişiklik iyidir diye düşünerek ilk defa başrolde Kagura isimli yeni bir karaktere yer veriyorlar. Batıya çıkmamış bu oyun ayrıca.) 

Onuncu oyun; OneeChanbara Z ~ Kagura ~ With NoNoNo! (Bu da sadece Japonya'da çıkmış olmakla birlikte bir önceki oyunun PS3 versiyonu. Yani seri ait olduğu yere Sony konsollarına geri dönüş yapıyor uzun bir aradan sonra.)

Onbirinci ve son oyun; OneeChanbara Z2 (Son nesile hitap edeceği şekliyle sadece PS4 için.)
Batıdaki ismiyle Onechanbara Z2: Chaos 



İsimlerde sıklıkla geçen bikini, zombie, samurai, hunters gibi kelimeler durumu özetler nitelikte. Seri daldan dala atlar gibi farklı farklı platformlarda olmasa çok daha iyi olurmuş ama böyle uygun görmüşler demekki. Ayrıca 11 tane oyun saymama rağmen, seri toplamda 6 oyundan oluşmakta ve bazı sürümleri bir kaç eklenti haricinde pek bir şey içermemekte. 2004 yılında hayat bulan bir seri için günümüze gelene kadar yapımcısının her sene en az bir oyun çıkarmış olduğunu düşünmek yanlış olmaz, ki bazı oyunların batı versiyonlarının da olduğu düşünülünce serinin tutmuş bir seri olduğu su götürmez bir gerçek.



Oyuna geçmeden önce Japon versiyonundaki şu trailer'a bakalım, ne dersiniz? 



Gaza geldiniz ve oyunun havasına girdiniz, değil mi? Şimdi gelelim oyunumuz olan Onechanbara Z2: Chaos'a. Hikaye bir önceki oyunun kaldığı yerden devam ediyor, ve ben bir önceki oyunu oynamadığımdan konuya direk daldım. Şahsen oyunda yarı çıplak dolaşan kızlarla zombileri kesiyoruz. Gerçekten konuya ihtiyacımız mı var? Soruyorum size, zaten konu ortada değil mi? Şaka bir yana, oyunun aslında ilgi çekici bir hikayesi olduğu düşünülebilir, tek sorun yapımcıların konuyu umursamamış olup seksi hatunlardan parayı kırarız tarzı düşünmeleri olsa gerek. Çünkü derinine inildiğinde karakterler ilgi çekici ve doğru kullanılsaymış çeşitli twistlere sahip olan harika bir oyunun sadece cıbıldaklıklarıyla ön plana çıkmayan karakterleri olurmuş. Maalesef, oyundaki Baneful ve Vampiric kavramları da havada kalmış. Eğer hikayeye ağırlık verilseydi, OneChanbara serisini Devil May Cry serisine en büyük rakip olarak görebilirdik. 



Hikayeye giriş yapalım, ilk oyundan itibaren zombiler var, ve başrolumüz cowgirl Aya, küçüklüğünden beri kılıç eğitimi alıyor ve zombiler saldırınca iş başa düştü diyerek, zırh ne kadar az yer kapıyorsa o kadar dayanıklıdır klişesiyle kandırıldığını düşündüğüm hatun, en seksi bikinisini giyip zavallı zombileri teker teker dirildiklerine pişman ediyor. Bir de Saki var, aynen Aya gibi lanetli klanın son üyesi ve Aya'nın üvey kızkardeşi, oyunda karşı karşıya geliyorlar ama sonra aralarıdaki bağı kimsenin koparamayacağı iki kızkardeş oluyorlar. Bu nedenle olsa gerek oyunun ismindeki OneeChan kısmı ön plana çıkıyor. Çeşitli dost düşman yan karakterler var ve çıkan oyunların hepsi benzer şekilde zombi saldırılarını püskürtüp bölümün sonundaki boss düşmanı kesmekten ibaret. Dört ana oyun boyunca Aya ve Saki başta olmak üzere çeşitli karakterleri daha kontrol ediyoruz ve her karakterin dövüş stili ve silahları da farklı. Tabi dört oyun sonunda yapımcılar yeni nesil konsola yeni baş karakterler gider diye düşünmüş olmalılar ki Kagura ve Saaya'yı dahil ediyorlar oyuna. 



Şimdi hikaye buraya kadar sıradan zombi kesmekten ibaretti, ama Baneful blood gibi Aya ve Saki'nin lanetli klanı ilginçliğini korumuş fakat gün yüzüne çıkamamıştı. Tam bu noktada yapımcılar bu ilginç noktaya ağırlık vermek istemiş olmalılar ki baş karakterlerde gidilen değişiklik hikayeyi gerçekten ilginç yapabilecek bir etken. Baneful blood'lara rakip olarak Vampiric clan'ı devreye sokarak güzel bir hamle yapıyorlar. Banefullar ve Vampiricler birbirlerine düşman. Ve işin güzelliği de burada; yeni karakterler Kagura ve Saaya Vampiric clan üyeleri, yani bu kızlar vampir.



Tabi bu durum oynanışa da yansıyor, mesela Kagura hasar aldığında, üzerindeki kan ile kendini iyileştirebiliyor. Hatta oyunun açılış sinematiğinde görev yerine giderken helikopterden atlıyor, paraşütü açılmıyor, feryat figan yere çakılıyor, öldü sandığımız anda etrafa saçılan kendi kanını çekerek tekrar hayata dönüyor ve üstüne de bozuk İngilizcesiyle espri yapmayı ihmal etmiyor. Manyak bu kız ya. :D 



Neyse, hikaye diyorduk, Kagura ve Saaya, Vampiric clan lideri ve üvey anneleri olan Carmilla'nın emirleri doğrultusunda çalışırlarken, oyunun finalinde annelerinin gerçek yüzünü görüyorlar ve işini bitiriyorlar. Tabi onlara Aya ve Saki'nin gizli gizli olsa da yardımlarıyla oluyor bu. Carmilla'nın ölümüyle, iki düşman klanın son üyeleri sayılabilecek olan bu dört hanım kızımız o ana kadar sözde barış yapmış olsalar da o an diğer ırkın sonunu getirmek için birbirleriyle savaşmaya başlıyorlar. Ve bu noktada 10. oyunumuz olan Z Kagura cliffhanger tipi bir sonla bitiyor. 



Sonraki oyun tam bu noktada başlıyor, bu hatunlar savaşırken, Carmilla'nın ölmesini fırsat bilen ve onun ölmesi için gizliden planlar yapan Evange ortaya çıkıyor ve kızlarımıza güzel bir sürpriz hazırlıyor. Yeni ve ortak bir düşmanın belirmesiyle dört kızımız Kagura, Aya, Saaya ve Saki tekrar barışıyor ve yeni düşmanlarını alt edene kadar dünyada huzur olmayacağını anlayıp güçlerini birleştiriyorlar.



Bu noktada oyun başlıyor. İlginçtir ki bir noktaya kadar büyük kızkardeşler Kagura ve Aya birlikte, küçük kızkardeşler Saaya ve Saki de birlikte ilerlemek zorunda kalıyorlar. Dört kız da tekrar bir araya geldiklerinde geçmişten gelen bir düşmanla karşılaşıyorlar ve bu esnada Kagura ve Saaya'nın Vampiric clan yetenekleri ortaya çıkıyor. Kızlar dönüşüm geçirerek, diğer adıyla Dare Drive denilen formlarına bürünüyor. Zaten insanüstü güçlere sahip olan kızlar, şeytanüstü güçlere sahip oluyor diye bir benzetme yapsam yanlış olmaz sanırım, hızları, güçleri, dayanıklıkları falan inanılmaz artıyor, ayrıca zaten yarı çıplak olan kızların, hali hazırdaki çıplaklıkları daha da fazla artıyo ve görsel şölen karşısında bir taraftan ağzımızın suyu akarken bir taraftan da hormonal içgüdülerimizi kontrol etmek zorunda kalıyoruz.



Şeytani formlarına ulaşan Kagura ve Saaya rahatlıkla düşmanı püskürtüyor ve oyunun hikaye moduna devam ediyoruz. Bu noktada oyun bize bir harita sunuyor ve bu haritada gidilebilecek 5 ülke var. Bu kısım çok basite kaçmış, o haritalarda önümüze gelen herkesi halledip bölüm sonu düşmanını kesince bölüm bitiyor. Oyunun hikaye modunun geri kalanından daha sıradan geldi bana bu kısım. Ama bu kısımlarda karakterlerimizi daha iyi tanıma fırsatına erişiyoruz. Bu beş bölümü geçtikten sonra hikaye modu normal şekilde devam ediyor ve bazı bölümler çok kısa bazıları ise çok uzun kalmış, burada da dengeyi kuramamışlar nedense. Nitekim finale kadar önce basit zombileri, sonra bossları kesip finalde Evange ile karşılaşmadan hemen öncesindeki boss karşılaşmasında Aya ve Saki'nin Baneful blood yetenekleri, diğer adıyla Xtatic/Xtasy dönüşümleri gerçekleşiyor. Bu da kendi içlerindeki Baneful kanıyla karışan Vampiric kanının etkisi sonucu oluşuyor. Kagura ve Saaya da benzer durumda dönüşüm geçirmişlerdi. Yani bu sefer de Aya ve Saki şeytani formlarına kavuşuyor ve bize sadece ve sadece kaput olmak kalıyor. Finalde kapıştığımız Evange'nin de böyle bir formu var, hatta mid-boss olarak bizi zorlayan Misery'nin bile. İlginçtir ki Misery ve Evange de kız kardeş, yani OneeChanbara ismi hep bu noktayı hatırlatıyor bize, iki kız kardeş arasındaki bağın ne kadar saf ve güçlü olduğunu. 



Peki ya düşmanı yendiğimizde ne oluyor, bu hatunlar yapmış oldukları ateşkese tekrardan son veriyor ve tekrardan kapışmaya başlıyorlar. Gerçi bu sefer aralarında kan davası benzeri bir husumet olmadan, keyfi bir şekilde oynaşıyorlar diyebiliriz. Tabi bu esnada bir sonraki oyun için zombilerin tekrardan dirilmeye ve öncekilerden çok daha güçlü bir düşmanın ortaya çıkacağının haberiyle oyunun hikaye modunu tamamlamış oluyoruz.



Spoilerlar bitti mi? Elbette bitmedi, şimdi karakterleri tanıtacağım. Düşman ve yan karakterleri geçiyorum, çünkü onlar yok denecek kadar az hissediliyor bu oyunda. Baneful kızlar Aya ve Saki, Vampiric kızlar Kagura ve Saaya'dan bahsedeceğim. Önceliği veteran karakterler olan Aya ve Saki'ye veriyorum.



Aya

OneChanbara külliyatının baş karakteridir kendisi. Bikinisi, kovboy şapkası ve kovboyların giydiği botlara benzer botlar giyer, bir de bikinisinin taşıyamayacağı ağırlıkta kılıçları vardır, tabi sonraki oyunlarda dizine kılıçlar için kemer gibi bir şey taktılar ama mantık aramıyoruz zaten zombi kesmece oyunu bu. Olgun bir kişiliğe sahiptir ve eğer biriyle kıyaslamam gerekirse Devil May Cry serisindeki olgun Dante ile kıyaslayabilirim. Onun gibi olayları analiz etme yeteneği vardır, sakin ve soğukkanlı olmayı da elden bırakmaz. Kendinden emindir ve çoğu zaman durumu hafife alır gibi görünse de temkinlidir. Ayrıca oyundaki karakterler arasında en zarif ve klas sahibi olan bayandır. Yetenek olarak tartışmasız kılıç kullanımı konusunda serinin en iyisidir, kılıç kullanırken iki farklı stilde savaşabilir, birincisi daha güçlü darbeler karşılığında kılıçlarından tekini kullanabilir, ikincisi ise iki kılıcını da kullanıp daha fazla kombo yapabilir. Ayrıca tekmeleri de güçlüdür. Bunlar haricinde ninja yıldızına benzer bıçakları daha uzaktaki düşmanlara atmak için kullanabilir. Şeytan formu olarak kastettiğim Xtasy formunu anlatmama gerek yok, çünkü resmi var. :P



Saki

Saki biraz animelerdeki angsty teenage karakterler gibi. Ben hem tipi bazı yönlerden eksik :P geldiği için hem de dövüşlerde ufak tefek farklılıkları olduğu için pek onunla dövüşmeyi tercih etmiyorum. Yine de dört karakteri birden seçtiğimiz için istemesekte onunla oynamak zorunda kalıyoruz. Gotik lolita felsefesini benimsemiş olan Saki kılıç kullanma konusunda kardeşi kadar usta sayılır, ama asıl yeteneği düşmanlara tekme tokat dalmak. Hatta o kadar iyi ki, normalde Aya ve Kagura'nın uzak mesafe saldırısı ve Saaya'nın topuzunu kullandığımız tuşa bastığımızda Saki'nin ekstradan bir silahı olmadığını görüyoruz. Ama bu da dövüş sanatlarındaki yeteneğini ön plana çıkaran, eğer zamanlamayı doğru yapabilirsek rakibi tek vuruşta parçalara ayıran kontra saldırısını yapıyor, ve Saki'nin parladığı nokta da bu. Her ne kadar hikaye gereği Aya ile düşman olarak başlasalar da ikisi arasındaki bağ diğer herkesinkinden daha kuvvetli. 

 


Kagura

Geldik hatunların asına. Öncelikle şunu söyleyeyim, Devil May Cry 3'teki fırlama Dante ile Panty & Stocking with Garterbelt'ten Panty'yi düşünün, şimdi bu iki çılgın karakterin bir de kendileri kadar çılgın bir çocukları olduğunu düşünün, ahanda işte bunların aşk meyvesi Kagura oluyor. Kagura oynaşmayı çok seven bir karakter, kimseyi takmıyor ve aynı DMC3 Dante gibi karşısına çıkan ne olursa olsun üstesinden geleceğini biliyor. Onun için önemli olan hayattan zevk almak, bunu da her fırsatta gösteriyor. Bir de Miyuki Sawashiro'nun bozuk İngilizcesiyle ettiği her laf insanı çok pis gaza getiriyor. Aynı Aya gibi cowgirl'lüğün hakkını veriyor, hatta daha ileri gidip Aya'dan daha cömert giyindiğini bile söyleyebilirim. Hatta oturuşuna falan bile dikkat etmiyor, tamamen yarmış bu kız. Silah çeşitliliği bakımından kardeşi Saaya ile beraber Aya ve Saki'den daha fazla ekipmana sahip. Kagura iki kılıç kullanıyor, ve alternatif olarak God of War serisinden Kratos'un kullandığı zincirli hançerleri kullanıyor, silahın tanımına baktığımızda Kratos'tan bizzat kendisi almış. Ayrıyeten uzak mesafedeki düşmanlar için de bir bumerangı var. Kagura oyundaki favori karakterim olmakla beraber hayalimdeki gelin adayının olması gereken kriterlerin hepsini taşıyor. Stalkerlarım varsa bilin isterim. :P



Saaya

Oyundaki en naif karakter, ve bu kadar içi güzel bir bayanın böyle zombi kesmeli işlere yakışmadığını düşünebiliriz. Ama öyle değil valla, Saaya olmasa Kagura'yı durdurabilen olmaz, öyle bir sapıtır ki, o zombilere yaptıklarından başka kimbilir daha neler yapar. Saaya iyi kalpli bir karakter, hem kardeşini hem de Aya ve Saki'yi seviyor ve zarar görmemeleri için çırpınıyor. Hani Kagura ne kadar fırlama ise Saaya da o kadar çekingen bir karakter. Ve iki kızkardeş de Miyuki Sawashiro tarafından seslendiriliyor. Birbirinden farklı kişiliklere sahip bu iki karakteri hiç sezdirmeden nasıl oluyor da seslendirebilmeyi bu kadar iyi başarıyor bu kadın anlayamıyorum. Sesini duymaktan bıkmayacağım bir sanatçı Miyuki Sawashiro, onu buradan bir kez daha tebrik ediyorum. Saaya'ya dönersek, küçük kızkardeşlerin ortak yanlarından biri olan gotik lolita akımına kapılmış bu hatun da. Yalnız bikinili kıyafettense bu kıyafetler çok daha güzel yakışıyor, ben şahsen dört karaktere de Saki ve Saaya'nın kıyafetlerini giydirip öyle görevlere dalıyorum. Bana çok daha çekici geliyor. Saaya savaşırken elektrikli testere kullanıyor ve silahının ismi Jason'mış. Ayrıca tekme tokat dalma konusunda da başarılı. Bir de koca bir topuzu var onu indiriyor düşmanların kafasına. Saaya ile diğer ilginç bir nokta da burnunun kenarında bir ben var, ilk başta bir grafik hatası falan sandım ama hiç ummadığım kadar güzel duruyor, en azından "bensiz" karakterlere göre farklı bir havası var. 



Karakterlerimiz bunlar, benim için sırası şöyle; Kagura, Aya, Saaya ve Saki. Tabi görevlere başlamadan önce sıralama yapmak gerekiyor çünkü oyunda dört karakteri de görevlerde kullanıyoruz. Sadece birini biz kontrol ediyoruz, ama karakterlerin her birini savaşa çağırıp, özellikle boss savaşlarında dört koldan saldırmak mümkün. Oyun hack & slash türü olduğu için kombo üstüne kombolar yapmamızı istiyor, ve 500 hit kombo yapınca bölümü en yüksek skorla bitirmiş oluyoruz. Bunun haricinde karakterlerin güçlerini artıracak olan ekipmanlar da takmak mümkün, tabi önce satın alıyoruz. Oyunda aynı DMC'deki mantık gibi, orblar düşüyor kestiğimiz yaratıklardan, bunların bazıları para birimi, bazıları o an canımızı dolduruyor, bazıları da şeytani forma geçmek için dolması gereken barı doldurmaya yarıyor. Aslında oynanış kısmının çok anlatılacak bir yanı yok, hoplaya zıplaya, düşmanların saldırılarından kaça kaça onları teker teker yenip bölüm sonunda da boss'unu devirip bölümleri tamamlıyoruz. 



Oyunda bu yüzden maalesef bir çeşitlilik yok, hikaye modu bile bana yetersiz geldi, ikinci oynayışımda 2 saat civarında bir sürede hikaye modunu tamamladım. Ve oyunun zorluğu da bazı bosslar hariç epey düşük. Zor modu geçince, violent ve berserk mod var, onlara da baktım ama hiç zorlanmadan bitirdim. Hatta bitirdiğimde yeni bir ekipman verdi ve bu ekipman sayesinde karakterler şeytani formda istedikleri kadar kalabiliyor. Bu da oyunun en zor modlarını bile çerez yapıyor. Mission altında çeşitli kurallarla belirlenen görev modları var, bu da oyunu biraz daha oynamak için başka bir neden ama yeterli değil maalesef. Bossların bir kaç saldırısı var, onları ezberleyince sıkıntı yaşamadım hiç. Ama oyun o kadar zevkli ki aç kaldım ve daha fazlasını istemekten alıkoyamadım kendimi. Çünkü böyle crazy ya da CUURRRAAAAYYYYZZZZZZYYYYY diyebileceğim pek fazla oyun yok piyasada. Devil May Cry, God of War, Bayonetta gibi seriler güzel ama tekrar tekrar oynamak da bir yerden sonra sıkıyor. Böyle stres atmaya yarayacak daha fazla oyuna ihtiyacımız var bence. 



Oyunda kazandığımız başarımlara göre artworkler açılıyor ve ayrıca karakterler için çeşitli aksesuarlar açılıyor, bana aksesuar kısmı yeterli gelmedi, çünkü biraz dlcden para kazanma mantığına bürünmüş yapımcılar. Böylesine güzel hatunların olduğu bir oyunda bol bol kıyafet, aksesuar ve bu tarz şeyler olmalıydı. Mesela kızların saç modeller çok sınırlı, her karakterin sadece bir saç modeli var, ve oyunu bitirdiğimizde afro saç modeli açılıyor ki insan bu ne lan diyor. En azından diğer kızların saç modelleri arasında değişim yapabilseydik dedim ama o da yok maalesef. Kıyafet olarak da en azından herkes birbirinin kıyafetini giyebiliyor. Oyunu bitirince açılan kıyafetler pek yetersiz geldi bana. Biri yine bikinili bir kıyafet ve hoş gelmedi gözüme, diğeri de Japon liseli kızların giydiği seifuku, ama o da halihazırdaki kıyafetlerden iyi durmuyor. Dream C Club tarzı maid kostümler de varmış ama bende açılmadı henüz. 



Oyunun atmosferi gerçekten iyi, hikayeye biraz daha ağırlık verselermiş oyunu inceleyen Metacritic gibi siteler çok daha yüksek puan verirlermiş. Hani o puanı gören insanlar bu oyunu almayı düşünmez. Ben düşündüm çünkü boobies :P 



Atmosfer demişken oyunun müziklerine göz atalım. Açılış parçası olan ICHIBAN WA ME (Bir numara benim! demek.) defalarca dinleseniz de sıkmayan, playlistinizden çıkmayacak çok sağlam bir şarkı. Şahsen ben halen günde en az 3-5 defa dinliyorum parçayı ilk dinlediğim günden beri. Müzik konusunda uzman biri değilim ama hemen hemen her parçanın oyunda çaldığı yer ile çok uyumlu olduğunu söyleyebilirim, müziklerin atmosfere katkısı inanılmaz. Yani şöyle söyleyeyim, zombi kıyameti kopmuş ve Resident Evil'dekine benzer bir umutsuzluk durumu olması lazım, ama bu oyunda karakterlerimiz o kadar umursamaz ki savaşa en seksi bikinileriyle gidiyorlar, ve sanki bir partiye gider havasındalar ve zombilerle dans ediyorlarmışcasına eğleniyorlar. Bu durumda oyundaki müzikler de böyle insanı oturduğu yerden kaldırıp dans etmeye başlatacak tipte müzikler. Oyun bana geldiğinde içerisinde müzik cdsi de vardı, ve cdyi laptopa yerleştirdiğim günden beri orada duruyor ve ara ara dinliyorum baştan sona. Özellikle beğendiğim ve dinlemenizi önerdiğim parçalar şunlar; ICHIBAN WA ME, Chaotic Athmosphere, Two Deadly Girls, Fundamental Paradox, Sensitive Violence. Daha saysam sayarım, zaten topu topu 25 parça var.



Ben dijital versiyon yerine oyunun kutulu Amerikan (Banana Split Limited Edition) versiyonunu aldım. Ve işin güzel tarafı oyunun kutusu içinden bazı ekstralar çıktı. Yukarıda bahsettiğim müzik cdsi bunlardan biri. Oyunun ostsinin tamamını kapsıyor. İkinci olarak 80 sayfalık "Behind the Bikini" adında oyunun çeşitli artworklerini içeren bir "sanat kitabı" var ki, ben sanatı başka yerde aramışım bunca yıldır. Beynim yandı daha Kagura ile ilgili kısmı tam anlamıyla inceleyemeden. Neyse şaka bir yana son olarak da bir adet dlc kostüm kodu vardı. Resmini aşağıda vereceğim ama eheem, ben doyasıya kullanamadım kostümü, malum anne faktörü. :D



Ayrıyeten seri için çekilmiş iki tane sinema filmi var, aynı isimle çekilmiş olan. İzlemek isteyenler bakabilir, lakin Japon sinemasını çok seven biri olarak ben bile beğenmedim, bence siz hiç bulaşmayın. 



OneChanbara Z2: Chaos bana göre 7/10'luk bir oyun. Eksileri fazla, ama oynatıyor kendini, eğer zaten siz de benim gibi güzel hatunlar olsun gerisi önemli değil diyorsanız eksilerini görmezden geleceksiniz, çünkü artıları hep gözünüzün içine sokuyor olacak oyun. :D Eğer bu konsollardan herhangi birine sahip değilseniz ve oyunun nasıl bir şey olduğunu görmek istiyorsanız, Japonca olsa da PSP versiyonunu emule edip deneyebilirsiniz, yazıdaki görseller kadar olmasa da en azından oyunun vermek istediği genel tadı alabilirsiniz.



Artılar
Eğlenceli ve sıkmayan oynanış, ilgi çekici karakterler, enfes müzikler, stres attıran atmosfer, Miyuki fuckin' Sawashiro 
Eksiler
Yetersiz hikaye modu, düşman zorluğundaki dengesizlik, tatmin etmeyen oyun içi ekstralar

7/10 Yosh Iku-ZOH!


2 yorum:

  1. Yuh Sawashiro Miyuki'nin ne işi var burada :D

    YanıtlaSil
  2. Kagura ve Saaya'yı seslendiriyor ya, ikisini birden. Yazıda da yazdım zaten iki karakterin kişilikleri çok zıt. Müthiş iş çıkarmış Miyuki ablamız, twitter hesabı falan olsaydı yürüyecektim, zaten benimle yaşıtmış, bi de bekar :P

    YanıtlaSil